Tom'un o şarkıyı tekrar söylemesini dinlemek zorunda olmak istemiyorum.
- I don't want to have to listen to Tom sing that song again.
Kimseyi incitmek zorunda olmak istemiyorum.
- I don't want to have to hurt anyone.
Karşılıklı adımlar atmak gerekmektedir.
- Mutual steps have to be taken.
Seni tekrar uyarmak zorunda kalmak istemiyorum.
- I don't want to have to warn you again.
Seni incitmek zorunda kalmak istemiyorum ama yoluma çıkarsan başka seçeneğim kalmayacak.
- I don't want to have to hurt you, but if you get in my way, I'll have no choice.
It has to be an electrical fault.
You have to wear a seat belt.
... This means you have access to the latest APIs consistently ...
... And it seems that if we have access to all this data, we ...