Without the slightest doubt, the dream was a memory from a previous life.
- En ufak bir şüphe olmadan, rüya daha önceki hayattan bir hatıraydı.
Tom brought back some souvenirs.
- Tom bazı hatıra eşyaları geri getirdi.
Did you get a souvenir for your girlfriend?
- Kız arkadaşın için bir hatıra eşya aldın mı?
That is in my recollections.
- Bu, benim hatıralarımın içinde.