hastalığın

listen to the pronunciation of hastalığın
التركية - الإنجليزية
disease's
hastalık
disease

Doctors suggest drugs to fight diseases. - Hastalıklarla mücadele etmek için doktorlar ilaçlar öneriyor.

Cancer is not one but more than one hundred distinct diseases. - Kanser tek değil fakat yüzlerce farklı hastalıklardan biridir.

hastalık
sickness

She is absent because of sickness. - O, hastalıktan dolayı mevcut değil.

Sickness prevented him from going out. - Hastalık onun dışarı çıkmasını engelledi.

hastalık
illness

I could not go to the party because of illness. - Hastalık nedeniyle partiye gidemedim.

Illness prevented me from going to school. - Hastalık okula gitmemi engelledi.

hastalığın sonucunu tahmin
prognosis
hastalığın başka bir hastalıkla karışması
complication
hastalığın diğer organa müdahale ile tedavisi
revulsion
hastalığın sadece kafada olduğuna inanan mezhep
Christian Science
hastalığın sebebini anlama bilimi
etiology
hastalığın seyri
the course of a disease
hastalık
ailment
hastalık
{i} ill

From my own experience, illness often comes from sleeplessness. - Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.

Illness prevented me from going to school. - Hastalık okula gitmemi engelledi.

hastalık
{i} complaint
hastalık
infirmity
Hastalık
(Tıp) morbus
hastalık
malady
hastalık
invalidity
hastalık
lurgy
hastalık
distemper
hastalık
infirm
hastalık
invalidism
hastalık
patho

Tom is a pathological liar. - Tom hastalık düzeyinde bir yalancıdır.

hastalık
fetish
hastalık
mania
hastalık
affliction
hastalık
blight
hastalık
fever

Fever indicates sickness. - Ateş hastalık gösterir.

Spring fever is not a disease. - Bahar yorgunluğu bir hastalık değildir.

hastalık
passion
hastalık
disorder
hastalık
trouble
hastalık
infection
hastalık
murrain
Hastalık
(Tıp) nosema
hastalık
affection
hastalık
bout
Hastalık
(Tıp) mal
Hastalık
medical condition
Hastalık
(Tıp) malum
hastalık
bad blood
hastalık
sickness, illness, disorder, complaint, trouble; disease, malady; addiction, passion
hastalık
sickness, illness; ill health
ölümcül hastalığın son aşamasına ait
terminal
التركية - التركية

تعريف hastalığın في التركية التركية القاموس.

Hastalık
(Hukuk) MARAZ
Hastalık
illet
Hastalık
rahatsızlık
Hastalık
(Osmanlı Dönemi) ATEŞ
Hastalık
(Osmanlı Dönemi) DUNE
hastalık
Bitkilerin yapılarında görülen bozukluk
hastalık
Organizmada birtakım değişikliklerin ortaya çıkmasıyla fizyoloji görevlerinin bozulması durumu, sayrılık, maraz, esenlik karşıtı
hastalık
Ruh sağlığının bozulması durumu
hastalık
Organizmada birtakım değişikliklerin ortaya çıkmasıyla fizyoloji görevlerinin bozulması durumu, sayrılık, maraz, esenlik karşıtı: "Hastalıktan, doktordan oldum bittim korkarım."- H. Taner
hastalık
Aşırı düşkünlük, tutku
hastalığın
المفضلات