harsh or severe

listen to the pronunciation of harsh or severe
الإنجليزية - التركية

تعريف harsh or severe في الإنجليزية التركية القاموس.

tough
zor

Şimdiki patronumu memnun etmek zordur. - My immediate boss is tough to please.

Tom Mary'yi hastaneye gitmesi için ikna etmenin zor olacağını biliyordu. - Tom knew it was going to be tough to convince Mary to go to the hospital.

tough
{s} dayanıklı

Tom göründüğü kadar dayanıklı değil. - Tom isn't as tough as he looks.

Eşekler dayanıklı hayvanlardır. - Donkeys are tough animals.

tough
pişkince
tough
külhanbeyi
tough
sert (kösele vb)
tough
abanoz gibi
tough
uzayabilir
tough
direşken
tough
tok
tough
haşin
tough
güçlü

Atletler sadece fiziksel olarak değil fakat aynı zamanda zihinsel olarak da güçlü olmalılar. - Athletes must be tough not only physically, but also mentally.

Devir kötü. Güçlü olmaya çalış! - Times are tough. Try to be strong!

tough
talihsiz
tough
{s} sert

Sert oynamanın bir faydası yok. - It's no use playing tough.

Sert bir adam gibi davranıyor. - He acts like a tough guy.

tough
berbat
tough
güç

Atletler sadece fiziksel olarak değil fakat aynı zamanda zihinsel olarak da güçlü olmalılar. - Athletes must be tough not only physically, but also mentally.

Devir kötü. Güçlü olmaya çalış! - Times are tough. Try to be strong!

tough
katı
tough
kart
tough
(isim) kabadayı, sert kimse
tough
(sıfat) sert, sağlam, zorlu, çetin, dayanıklı, baş belâsı
tough
{i} sert kimse
الإنجليزية - الإنجليزية
tough
harsh or severe

    الواصلة

    harsh or se·vere

    التركية النطق

    härş ır sıvîr

    النطق

    /ˈhärsʜ ər səˈvər/ /ˈhɑːrʃ ɜr səˈvɪr/
المفضلات