harika!

listen to the pronunciation of harika!
التركية - الإنجليزية
(Konuşma Dili) deal
(Argo) ace!
goody
Great!, Wow!
{s} marvelous

You've done a marvelous thing. - Harika bir şey yaptın.

In the Picasso Museum in Paris, there are marvelous paintings and drawings! - Paris'teki Picasso Müzesinde harika tablolar ve resimler var.

{i} wonder

The pyramids of Egypt are one of the seven wonders of the world. - Mısır piramitleri dünyanın yedi harikasından biridir.

The washing machine is a wonderful invention. - Çamaşır makinesi harika bir icattır.

wonderful

I know Andrina doesn't take things seriously, but she is a wonderful friend. - Andrina'nın işleri ciddiye almadığını bilirim ama kendisi harika bir arkadaş.

Thank you for the wonderful gift. - Harika hediye için teşekkürler.

fantastic

I know you'll do a fantastic job. - Harika bir iş yapacağını biliyorum.

In order to give him a surprise on his birthday, I prepared a fantastic cake. - Ona doğum gününde bir sürpriz yapmak için, ben harika bir pasta hazırladım.

(Argo) awesome
neat
{s} gorgeous

You look absolutely gorgeous. - Kesinlikle harika görünüyorsun.

The dress is absolutely gorgeous. - Elbise kesinlikle harika.

{s} fabulous

You look fabulous in black. - Siyah içinde harika görünüyorsun.

We spent a fabulous day in the woods. - Ormanda harika bir gün geçirdik.

{s} cool

Don't you think it's cool? - Bunun harika olduğunu düşünmüyor musun?

I thought it looked cool. - Onun harika göründüğünü düşündüm.

beautiful

Love is wonderful and beautiful. - Aşk harika ve güzeldir.

Isn't it a beautiful day for a picnic? - Piknik için harika bir gün, değil mi?

that's great
old

When I was 10 years old, I thought that when I would be 16, my life would be cool. - On yaşındayken, ne zaman on altı yaşımda olacağımı, hayatımın harika olacağını düşünürdüm.

How wonderful were the good old days. - Eski güzel günler ne kadar harikaydı.

great

I finally came up with a great idea. - Sonunda harika bir çözüm buldum.

You are a really good secretary. If you didn't take care of everything, I couldn't do anything. You are just great. - Sen gerçekten iyi bir sekretersin. Her şeyle ilgilenmemiş olsaydın , ben hiçbir şey yapamazdım. Sen harikasın.

{s} splendid

Tom did a splendid job. - Tom harika bir iş yaptı.

{s} wizard
(Argo) beauty
incredible

You did an incredible job. - Harika bir iş yaptın.

perfect
wonder, miracle; wonderful, fantastic, great, superb, marvellous, beautiful, dreamy, smashing, lovely, tremendous, terrific, gorgeous, sensational, fabulous, heavenly, divine
groovy
{s} wicked
{i} miracle

For children, this world is full of wonders and miracles. - Çocuklar için, bu dünya harikalar ve mucizelerle doludur.

{s} swell
smart
(deyim) take the cake
that's cool
(Argo) bad
(Argo) bonzer
questioning
magnificent
(Argo) corker
(Argo) mickey mouse
breathtaking
dreamy
superb

You've done a superb job. - Harika bir iş yaptın.

(Argo) badder
tremendous
(Argo) grouse
goodie
(Argo) ripper
(Konuşma Dili) top hole
it is incredible
far-out
marvel

I had a marvelous time. - Harika bir zaman geçirdim.

I thought it was marvelous. - Onun harika olduğunu düşündüm.

(Argo) pretty spiffy
(Argo) kickass
(Konuşma Dili) bang up
(Argo) spiffy
top-flight
dandy
masterpiece
portent
yummy
prodigy

Tom is a child prodigy. - Tom harika bir çocuk.

sensational
prodigious
lovely
smashing
exquisite
brilliant
terrific

Oh, Mary, you look terrific! - Ah, Mary, harika görünüyorsun!

heavenly
sounds great

This all sounds great. - Bunun hepsi harika görünüyor.

super duper
marvell
(isim) Wonder, miracle; fire
التركية - التركية

تعريف harika! في التركية التركية القاموس.

HARÎKA
(Osmanlı Dönemi) Acı, sızı
HARÎKA
(Osmanlı Dönemi) Bulâmaç. Yulaf lâpası
HÂRİKA
(Osmanlı Dönemi) İmkânların üstünde olan şey, hayret uyandıran, hayranlık vren. Büyük ve görülmedik eser. Görülmedik derecede kıymetli
harika
Yaradılışın ve imkânların üstünde nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran (şey). Çok büyük bir hayranlık uyandıran, eksiksiz, kusursuz, tam, mükemmel: "Harika fikir doğrusu, kim akıl ettiyse iyi akıl etmiş."- A. İlhan
harika
Yaradılışın ve imkânların üstünde nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran (şey)
harika
Hayranlık uyandıran
harika
Çok büyük bir hayranlık uyandıran, eksiksiz, kusursuz, tam, mükemmel
hârika
(Osmanlı Dönemi) imkânların üstünde olan şey, hayret uyandıran, büyük ve görülmedik eser, görülmedik derecede kıymetli