Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı.
- The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath.
Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
- Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
O gelmiş geçmiş en cesur askerdir.
- He is the bravest soldier that ever lived.
Gelmiş geçmiş en büyük filozof kimdi?
- Who was the greatest philosopher that ever lived?
Tom'u herhangi bir zamanda tekrar göreceğimizi düşünüyor musun?
- Do you think we'll ever see Tom again?
Tom'un niçin Mary ile herhangi bir zamanda evlenmek istediğini merak ediyorum.
- I wonder why Tom ever wanted to marry Mary.
Eğer bize yardım ederseniz, herkes memnun olur.
- Everyone will be happy if you help us.
Eğer bir gün bir işe ihtiyacın olursa, beni gör.
- If you ever need a job, come see me.
Hiç Kanada'ya gittin mi?
- Have you ever been to Canada?
Tokyo Kulesi'ni hiç gördün mü?
- Have you ever seen Tokyo Tower?
Hepinize teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim.
- Thank you, everybody. Thank you so much.
Ne zaman bir kütüphane görsem; gönlümden hep gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmak geçer.
- I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it.