We had a heated discussion about it. - Onun hakkında hararetli bir tartışma yaptık.
We had a heated discussion about it.
Onun hakkında hararetli bir tartışma yaptık.
There was a heated argument as to who should be appointed chairman. - Kimin başkan olarak seçilmesi gerektiğine dair hararetli bir tartışma vardı.
There was a heated argument as to who should be appointed chairman.
Kimin başkan olarak seçilmesi gerektiğine dair hararetli bir tartışma vardı.