hanesi

listen to the pronunciation of hanesi
التركية - الإنجليزية
households
- individual or family units
A group of persons who share the same living accommodation, pool some, or all of their income and wealth and consume certain goods and services collectively They may engage in any other kind of economic activity
Homes, as opposed to non-households (offices, schools and government addresses, for example)
plural of household
Household is another term for occupied dwelling unit A household includes all persons who occupy a housing unit A housing unit is a group of rooms or a single room occupied as separate living quarters where occupants live and eat separately from other persons in the building, and have direct access from outside the building or through a common hall A household can include more than one family
Group of individuals occupying a house, apartment, group of rooms or a single room that is considered a housing unit
hane
{i} place
hane
{i} house

What's your total household income? - Toplam hane halkı geliriniz nedir?

Enough solar panels have been installed to provide electricity to thousands of households. - Binlerce haneye elektrik sağlayacak kadar güneş paneli kuruldu.

mülahaza hanesi
endorsement
mülâhazat hanesi
endorsement
rakam hanesi
(Ticaret) digit
borç hanesi
debtor
hane
place of a digit (in decimal notation)
hane
section (in an instrumental piece in Oriental music)
hane
division, section
hane
dwelling
hane
digit
hane
house " ev, konut; household" " ev halkı; division, section; place" " basamak; (satranç, vb.) square
hane
blank (in a printed from)
hane
zodiacal sign
hane
order
hane
square (on a game board)
hane
argent
hane
chief
hane
sinister
mülahazat hanesi blank space
(on a printed form) reserved for one's personal comments
ondalık hanesi
decimal place
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف hanesi في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

hane
An attachment to an enemy stone which diagonally connects to your own piece, already attached to the same stone
hane
A diagonal move played in contact with an enemy stone
hane
Spring (Hane-Goshi = Spring Hip)
hane
spring
التركية - التركية

تعريف hanesi في التركية التركية القاموس.

HANE
(Osmanlı Dönemi) Mat: Basamak, bölüm, göz
HANE
(Osmanlı Dönemi) f. Ev, mesken, beyt
HANE
(Osmanlı Dönemi) Bazı kelimelerle birleştirilip mürekkep isim yapılan bir "ek" tir. "Hasta-hane, ecza-hane, yazı-hane, kıraat-hane" gibi
hane
Ev, konut
hane
Divan ve halk edebiyatında dörtlüklerden kurulu nazım türlerinin her bir dörtlüğü
hane
Rakip taşa yapılan çapraz hamle
hane
Bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri, bölük, göz
hane
Klasik Türk müziğinde, peşrev gibi saz parçalarının bölümlerinden her biri
hane
Birleşik kelimelerde "bina, yapı, yer, makam" anlamlarıyla ikinci kelime olarak yer alır
hane
Ev halkı
hane
Klasik Türk Müziğinde peşrev gibi saz parçalarının bölümlerinden her biri
hane
Ev halkı: "Oğlan iyiydi; becerikli, yumuşak huyluydu, ama hanesi kalabalıktı."- N. Cumalı
hane
Birleşik kelimelerde ikinci kelime olarak bulunur, bina, yapı, yer, makam anlamlarını karşılar
hane
Ondalık sayı sisteminde bir sayının sağdan sola doğru rakamlarının derecelerine göre her birinin bulunduğu yer, basamak
hâne
(Osmanlı Dönemi) ev
mülahazat hanesi
Bir şey hakkındaki düşüncelerin yazıldığı yer
hanesi
المفضلات