Onların eldivenleri çift değil.
- Their gloves are not in pairs.
Bu makinelerle çalıştığında bir çift deri eldiven bir zorunluluktur.
- A pair of leather gloves is a must when you work with these machines.
Yanlışlıkla eldivenlerimi ters yüz giydim.
- I put my gloves on inside out by mistake.
Babam bana bir çift eldiven aldı.
- Father bought me a pair of gloves.
Tom cinayet silahında parmak izlerini bırakmaktan kaçınmak için eldivenler giydi.
- Tom wore gloves to avoid leaving his fingerprints on the murder weapon.
Bu eldivenler onun ellerini sıcak tuttu.
- These gloves kept her hands warm.