handle, take care of; do business with, trade with

listen to the pronunciation of handle, take care of; do business with, trade with
الإنجليزية - التركية

تعريف handle, take care of; do business with, trade with في الإنجليزية التركية القاموس.

deal with
ile ilgilenmek
deal with
uğraşmak

Böyle bir sorun ile uğraşmak zordur. - Such a problem is hard to deal with.

Tom'la uğraşmak zordur. - Tom is hard to deal with.

deal with
(Politika, Siyaset) ele almak
deal with
(Politika, Siyaset) ilgilenmek

Tom şu anda bu sorunla ilgilenmek istemiyor. - Tom doesn't want to deal with this problem now.

Tom'la ilgilenmek ara sıra zor olabilir. - Tom can be difficult to deal with at times.

deal with
üstesinden gelmek

Durumun üstesinden gelmek gittikçe zorlaşıyordu. - The situation was getting difficult to deal with.

deal with
halletmek

Halletmek zorunda olduğum işlerim vardı. - I had things I had to deal with.

Şimdi bunu halletmek zorundayım. - I have to deal with this now.

deal with
uğraş

Kanser hastaları sıklıkla bulantı nöbetlerini azaltmakla uğraşmak zorundadır. - Cancer patients often have to deal with debilitating bouts of nausea.

Sizinle uğraşacak vaktim yok. - I have no time to deal with you.

deal with
iş yapmak
deal with
-i idare etmek
deal with
-in üstesinden gelmek, -in hakkından gelmek
deal with
-in müşterisi olmak, ile alışveriş etmek
deal with
-e değinmek, -den bahsetmek
deal with
(deyim) [kd] cezalandirmak. deal with sth
deal with
(deyim) incelemek,ilgilenmek
deal with
(deyim) deal with someone
deal with
-in müşterisi olmak
الإنجليزية - الإنجليزية
{f} deal with
handle, take care of; do business with, trade with
المفضلات