Tom never sings in public.
- Tom halkın huzurunda asla şarkı söylemez.
Let's keep public places clean.
- Halka açık yerleri temiz tutalım.
My older brother started to take interest in Japanese folk songs when he was around 12 years old.
- Benim abim yaklaşık 12 yaşındayken Japon halk şarkılarına ilgi duymaya başladı.
I used to like folk music.
- Halk müziğinden hoşlanırdım.
The British people in general are extremely fond of their pets.
- İngiliz halkı genel olarak evcil hayvanlarına son derece düşkündür.
Some young Japanese people prefer being single to being married.
- Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler.
She sacrifies herself for the community.
- Halk için kendini kurban ediyor.
Tom went to community college.
- Tom halk eğitim merkezine gitti.
He won by a small number of popular votes.
- Az sayıda halk oyu kazandı.
Die Lorelei is a popular German folk song.
- Lorelei bir popüler Alman halk şarkısıdır.
That island's population lives on fishing.
- O adadaki halk geçimini balıkçılıkla sağlıyor.
We want the government to serve the entire population.
- Hükümetin tüm halka hizmet etmesini istiyoruz.
The people of this country are sick and tired of politics as usual.
- Bu ülkenin halkı her zamanki gibi politikadan bıkıp usanmış durumdadır.
In my country, our people don't like others who are cleverer than them.
- Benim ülkemde halkımız kendilerinden daha akıllı olanları sevmezler.
I use a three-ring binder for all my subjects instead of a notebook for each one.
- Her biri için bir dizüstü bilgisayar yerine bütün konularım için üç halkalı klasör kullanırım.
The mayor addressed the general public.
- Belediye başkanı halka hitap etti.
Many peoples live in Asia.
- Birçok halklar Asya'da yaşar.
Our peoples have more in common than can be seen at first sight.
- Bizim halkların ilk bakışta görülebilenden daha çok ortak yönleri var.
Folks are pulling together.
- Halk birlik içinde çalışır.
Where do your folks live?
- Senin ev halkı nerede yaşıyor?
Lemma 5 cannot be generalized to arbitrary artinian rings.
- Lemma 5 gelişigüzel seçilmiş Artin halkaları ile genellenemez
The British people in general are extremely fond of their pets.
- İngiliz halkı genel olarak evcil hayvanlarına son derece düşkündür.
The first lesson in democracy is to abide by the will of the people.
- Demokraside ilk ders halkın iradesine uymaktır.
Democracy is the government of the people, by the people, for the people.
- Demokrasi; halkın, halk için, halk tarafından yönetilmesidir.
The populace have never forgotten the president's generosity.
- Halk, başkanın cömertliğini hiç unutmadı.
I don't think we can trust the polls to tell us what the general populace thinks about the candidates.
- Genel halkın adaylar hakkında ne düşündüğünü anketlerin bize söylemesine güvenebileceğimizi sanmıyorum.
The people voted in November.
- Halk Kasım ayında oy verdi.
The new law was enforced on the people of the island.
- Yeni yasa ada halkına zorla kabul ettirildi.
She sacrifies herself for the community.
- Halk için kendini kurban ediyor.
Tom's death shocked the community.
- Tom'un ölümü halkı şok etti.