halb…

listen to the pronunciation of halb…
ألمانية - التركية

تعريف halb… في ألمانية التركية القاموس.

halb
yarım

Yarım düzine yumurta aldım. - Ich habe ein halbes Dutzend Eier gekauft.

Yarım bir dost aynı zamanda yarım bir düşmandır. - Ein halber Freund ist auch ein halber Feind.

halb
halp yarım
halb
(Gramer) (- halb) yarısı - yarısı
halb
{halp} yarım
halb eins
(saat) yarım, on iki buçuk
halb nackt
yarı çıplak
halb und halb
yarı yarıya
halb öffnen
aralamak
التركية - التركية

تعريف halb… في التركية التركية القاموس.

HALB
(Osmanlı Dönemi) Süt sağmak
الإنجليزية - التركية

تعريف halb… في الإنجليزية التركية القاموس.

half
ara

Senin evinin ve benimkinin arasında orta noktada buluşalım. - Let's meet halfway between your house and mine.

Tom Mary'nin arabasının torpido gözünde yarısı yenmiş bir hamburger fark etti. - Tom noticed a half-eaten hamburger on the dashboard of Mary's car.

demi
(önek) yarım
half
(pul/içecek/bilet/vb.) yarım
half
buçuk

Tom sekiz buçuk yıl önce ailesiyle birlikte Japonya'ya geldi. - Tom came to Japan eight and a half years ago with his parents.

Araba ile oraya ulaşmak benim bir buçuk saatimi aldı. - It took me an hour and a half to get there by car.

half
yarı

Lütfen yarım saat bekle. - Please wait half an hour.

İşini yarıda bırakma. - Don't leave your work half done.

half
{i} yarım

Lütfen yarım saat bekle. - Please wait half an hour.

Yarım saat koşmaya devam etti. - He run on for half an hour.

demi
önek yarım, yarı
demi
yarım
half
yarımhalf brother üvey erkek karde
half
yarı yarıya

Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı. - His income was diminished by half after retirement.

Tom, armudu yarı yarıya böldü. - Tom cut the pear in half.

half
kısmen

Tom sadece kısmen şaka yapıyordu. - Tom was only half joking.

half
{i} yarım, yarı: Two halves make a whole. İki yarım bir bütün eder. half an apple yarım elma. Half the students have come
half
yarım buçuk yarı
half
{i} devre

Bu araba, motor silindirlerinin yarısını devre dışı bırakabilir. - This car can deactivate half of its engine's cylinders.

half
{ç} halves (hävz)