hafer

listen to the pronunciation of hafer
ألمانية - التركية
r. 'ha: fır yulaf
- {'ha: fır} r yulaf
[der] yulaf
yulaf

Bir çantada yulaf, diğerlerinde fındık var. - In einer Tasche ist Hafer, in der anderen sind Haselnüsse.

التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Çukurdan çıkartılan toprak
(Osmanlı Dönemi) Dişin çürümüş kısmı veya kiri
الإنجليزية - التركية

تعريف hafer في الإنجليزية التركية القاموس.

oat
{i} yulaf

Yulaf ezmesini sadece bol şekerli yiyebilirim. - The only way I can eat oatmeal is with a lot of sugar.

Ben kahvaltı için yumurta severim, ama ablam yulaf lapası tercih eder. - I like eggs for breakfast, but my sister prefers oatmeal.

oat
yulaf tanesi
oats
yulaf ezmesi
oat
(isim) yulaf
oats
yulaf

Tom atına biraz yulaf verdi. - Tom gave some oats to his horse.

Tom atına biraz yulaf verdi. - Tom gave his horse some oats.

oats
i., çoğ. yulaf
ألمانية - الإنجليزية