Yolda birçok hayvan gördü.
- He saw a lot of animals on the road.
Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
- A lot of clients come to the lawyer for advice.
Açılış törenine çok misafir davet etmeyi planlıyorum.
- I plan to invite a lot of guests to the opening ceremony.
Onun ne de çok kitabı var!
- What a lot of books he has!
Son zamanlarda, uzaktan eğitim hakkında bir çok konuşma vardı.
- Recently, there's been a lot of talk about distance education.
Bir çok çözümü düşünüyoruz.
- We are thinking of a lot of solutions.
He wants to make gobs of money selling cassettes.