hâtır

listen to the pronunciation of hâtır
التركية - الإنجليزية
sake

I stopped smoking for the sake of my health. - Ben sağlığımın hatırı için sigara içmeyi bıraktım.

They worked hard for the sake of their children. - Çocuklarının hatırına çok çalıştılar.

influence, consideration, weight, the consideration that one person expects from another
one's feelings, one's sensitivities
respect
memory, mind
memory, mind; sake; one's feelings; influence, consideration, weight
(Kanun) accommodation
consideration
memory

Without the slightest doubt, the dream was a memory from a previous life. - En ufak bir şüphe olmadan, rüya daha önceki hayattan bir hatıraydı.

Dan had no memory of what he had done. - Dan yaptıklarından hiçbir şey hatırlamıyordu.

{i} mind

My appointment at the hospital completely slipped my mind. Why didn't you remind me? - Hastanedeki randevumu unuttum. Neden bana hatırlatmadın?

Memories of my college days come to my mind. - Kolej günlerimin hatıraları aklıma geliyor.

hatır almak
to please someone
hatır belası
burdensome obligation undertaken out of respect or friendship for someone
hatır gönül bilmemek/saymamak/tanımamak
1. not to let one's consideration for someone prevent one from doing what is right. 2. not to consider the feelings of others
hatır gönül dinlemeden
without respect to persons
hatır hatır
crunching
hatır hatır
see hatır hutur
hatır hatır yemek
to crunch, to munch
hatır hutur
crunch crunch, with a crunching sound
hatır hutur
crunching

What are you crunching on? - Hatır hutur ne yiyorsun?

Tom could hear Mary crunching on a carrot. - Tom Mary'nin hatır hutur havuç yediğini duyabiliyordu.

hatır hutur yemek
to crunch, to munch
hatır için as a favor
to someone
hatır için çiğ tavuk
(da) yenir. (Atasözü) A person will do difficult or unpleasant things in order to please others
hatır işi
labor of love
hatır işi
labour of love
hatır işi yapmamak
be no respecter of persons
hatır kıran
disobliging
hatır sayan
respectful
hatır saymak
to show one's respect, show one's esteem
hatır senedi
non value bill
hatır senedi
accommodation bill
hatır senedi
accommodation draft
hatır sormak
to ask after
hatır sormak
to ask (someone) how he is, ask after/about (someone)
hatır yapmak
to please someone
hatırlar
mindful
yarım elma, gönül/hatır alma
(Atasözü) A very small kindness can be enough to win someone's favor or affection
التركية - التركية
Birine karşı duyulan saygı, sevgi
Düşünme, akılda tutma, hafıza, zihin, akıl
Hakkari'de çay içildikten sonra 'yeter' anlamına gelen bardağın devrilmesinden sonra içilen son çaya verilen ad
Gönül, kalp
Durum, keyif, hâl
(Osmanlı Dönemi) TENEVVUK
HATIR
(Osmanlı Dönemi) Zihin. Fikir. Gönül. Kalb. Hal. Tedbir. Vesvese
hatır belası
Sevgi, saygı duyulan biri için katlanılan sıkıntı
hatır hatır
Sert şeyler kesilirken, yenilirken, koparılırken çıkan sesi anlatır
hatır hutur
bakınız: hatır hatır
hatır senedi
Gerçek bir ticarî işleme ve bir alacağa dayanmayan, gerçek duruma uymayan, yalnız herhangi bir kişiye para sağlanılması amacıyla düzenlenerek imzalanan senet