Onun olmayacağına dair içgüdüsel bir hissim var.
- I have a gut feeling that that won't happen.
Tom'un sınavı geçmeyeceğine dair içgüdüsel bir sezgim var.
- I have a gut feeling that Tom won't pass the test.
Sami'nin, bağırsaklarına güvenmesi gerek.
- Sami should trust his gut.
mackerel guttings.
Congress gutted the welfare bill.
beer gut.
... Now, if you take such an unbalanced approach, then that means you are going to be gutting ...