Benim içgüdüsel hissim Tom'un yarın gelmeyeceğidir.
- My gut feeling is that Tom won't show up tomorrow.
Onun olmayacağına dair içgüdüsel bir hissim var.
- I have a gut feeling that that won't happen.
Sami'nin, bağırsaklarına güvenmesi gerek.
- Sami should trust his gut.
Congress gutted the welfare bill.
beer gut.