guthaben

listen to the pronunciation of guthaben
ألمانية - التركية
{'gu: tha: bın} s alacak
[das] alacak
s. 'gu: tha: bın alacak
alacak bakiye
kredi bakiyesi
alacak
الإنجليزية - التركية

تعريف guthaben في الإنجليزية التركية القاموس.

assets
(Politika, Siyaset) aktif (varlıklar)
assets
mevcutlar
assets
demirbaşlar
assets
mal

Bu mali denetim, aynı zamanda şirketin varlıklarının bir değerlendirmesini içerir. - This financial audit also includes an evaluation of the company's assets.

Leyla'nın mal varlıkları donduruldu. - Layla's assets were frozen.

assets
mevduat
assets
kaynaklar
assets
varlıklar

Leyla'nın mal varlıkları donduruldu. - Layla's assets were frozen.

Çalışanlarımız bizim en değerli varlıklarımızdır. - Our employees are our most valuable assets.

assets
(Avrupa Birliği) varlıklar, değerler,kıymetler
assets
{i} aktif
assets
assets and liabilities varlıklar ve borçlar asset and liability statement bilanço
assets
{i} servet
assets
duran varlıklar
assets
fixed assets sabit kıymetler
assets
{i} alacaklar
assets
{i} mal varlığı

Bir milyon doların üzerinde mal varlığı var. - He has over a million dollars in assets.

Tom tüm mal varlığını bir kayyuma devretti. - Tom put all of his assets in a blind trust.

assets
(Askeri) Ordu malları
assets
current assets döner varlıklar