Nagasaki çevresinde onlara rehberlik edebilmem için kadınla birlikte gittim.
- I went with the women so that I could guide them around Nagasaki.
O, saraya kadar bana rehberlik yaptı.
- She guided me to the palace.
Şehre bir kılavuz nereden satın alabilirim.
- Where can I buy a guide to the city?
Kılavuz mümkün olduğu kadar erken işe koyulsak iyi olur dedi.
- The guide said that we had better set out as soon as possible.
Burada çok katı yönetmeliklerimiz var.
- We have very strict guidelines here.