große menge

listen to the pronunciation of große menge
الإنجليزية - التركية

تعريف große menge في الإنجليزية التركية القاموس.

abundance
bolluk

Bolluk içinde yaşıyor. - She lives in abundance.

Bolluk zamanlarında kıtlık zamanlarını hatırla. - In times of abundance, remember the times of famine.

abundance
{i} refah, varlık ve rahatlık
abundance
(isim) bolluk, bereket, taşkınlık, servet, zenginlik; coşkunluk
abundance
{i} servet

Serveti nasıl dağıtacağın büyük bir sorundur. - How to distribute abundance is a great problem.

abundance
{i} taşkınlık
abundance
çok olma
abundance
varlık ve rahatlık
abundance
{i} bereket, bolluk
abundance
ganilik
abundance
çokluk
abundance
kesret
large amount
çok miktar

Çok küçük miktarda kütle çok miktarda enerjiye dönüştürülebilir ve bunun tersi de mümkündür. - Very small amounts of mass may be converted into a very large amount of energy and vice versa.

Senin planın çok miktarda para gerektirir. - Your plan requires a large amount of money.

abundance
bereket,bolluk
abundance
Servet, refah
abundance
{i} coşkunluk
large quantity
büyük miktarda
abundance
bollu

Isıtıcı sular, mercan resiflerine zarar verir ve birçok deniz türünün verimini, bolluğunu ve üretkenliğini değiştirir. - Warmer waters harm coral reefs and alter the distribution, abundance, and productivity of many marine species.

Bolluk içinde yaşıyor. - She lives in abundance.

ألمانية - الإنجليزية
abundance
large quantity
large amount

Large amounts of timber are used in paper making. - Bei der Papierherstellung werden große Mengen an Holz verwendet.

A large amount of money was spent on the new bridge. - Es wurde eine große Menge Geld in die neue Brücke gesteckt.

(große) Menge
array
Masse (große Menge)
piles of (countables)
Masse (große Menge)
masses of (uncountables)
Masse (große Menge)
heaps of (countables)
Masse (große Menge)
loads of (uncountables)
Rekord- (außergewöhnlich große Menge)
bumper
eine große Menge/Masse von etwas
a huge/large/vast... body of something
große menge
المفضلات