größt…

listen to the pronunciation of größt…
ألمانية - التركية

تعريف größt… في ألمانية التركية القاموس.

größt
büyük
größt
- en büyük; azamt; mit -er Geschwindigkeit azamt hizia -en.teils kismi azamt (azami); en büyük kismi; ekserisi, ekseriyetle, cogunlukla; Die Geschenke sind — Bücher. Hediyelerin en büyük kismi kitaptir. -möglich miimkün oldu^u kadar büyük; mümkün mertebe; mak-simal
الإنجليزية - التركية

تعريف größt… في الإنجليزية التركية القاموس.

main
{s} başlıca

Otistik insanların yalnızca yaklaşık yüzde 15'i işgücündedir, başlıca nedeni insanların onlar hakkındaki büyük peşin hükümleridir. - Only about 15 per cent of people with autism are in the workforce, mainly because people are so judgemental about them.

Fosil yakıtlar küresel ısınmanın başlıca nedenleridir. - Fossil fuels are the main causes of global warming.

main
asıl

Para kazanmak hayatındaki asıl amaçtır. - Making money is his main purpose in life.

Asıl sorun ne zaman başlanacağıdır. - When to start is the main problem.

main
ana

İranlılar ana yemeği yoğurt ile yerlerdi. - Iranians used to eat main meal with yoghurt.

Çeşitli Türk restoranlarında, şiş kebap ana yemektir. - In various Turkish restaurants, shishkabob is the main food.

main
(Bilgisayar) ana ana
main
esasen
main
(Bilgisayar) ana grup

Turun ortasında onlar ana gruptan ayrıldılar. - In the middle of the tour, they became separated from the main group.

main
en önemli

Endişelendiğim en önemli şey endişeli olmadığımdır. - The main thing I'm worried about is that I'm not worried.

main
{i} kuvvet
main
ana Ana / Asıl / Ana grup
main
ana main bearing ana yatak
main
Main Street bir kasabanın çarşı caddesi
main
main deckbaş güverte
main
(İnşaat) ana, esas
main
{i} zor

Baş konuşmacıyı tanıtmak zorunda kalacağımı bilmiyordum. - I didn't know I was going to have to introduce the main speaker.

Zor iş başarının ana unsurudur. - Hard work is the main element of success.

main
gerektiren sebepler
main
(isim) ana boru, deniz, okyanus, zor, kuvvet, horoz dövüşü
main
(Tıp) Bakınız: Hand
main
{i} okyanus

Güney Yarımküre, çoğunlukla okyanuslardan oluşur. - The Southern Hemisphere is comprised mainly of oceans.

ألمانية - الإنجليزية
utmost
superlarge
sovereign
main
most
uttermost