gory

listen to the pronunciation of gory
الإنجليزية - التركية
kanlı
{s} kan dondurucu
{s} ürpertici
gorily kanlı olarak
{s} korkunç
unpleasant
hoşa gitmeyen
unpleasant
{s} hoş olmayan

Bu meyvenin hoş olmayan bir kokusu var. - This fruit has an unpleasant smell.

Hoş olmayan bir şey olacağını biliyorsan, örneğin dişçiye gideceğini, ya da Fransa'ya, öyleyse bu iyi değil. - If you know that something unpleasant will happen, that you will go to the dentist for example, or to France, then that is not good.

unpleasant
nahoş

O bu tür görüşü nahoş bulur. - He finds this kind of opinion unpleasant.

unpleasant
{s} tatsız

Ne tatsız bir sürpriz! - What an unpleasant surprise!

Başkalarının hayatını tatsız yapmadan hayatından zevk almalısın. - You should enjoy your life without making others' lives unpleasant.

unpleasant
antipatik

Kız kardeşinle çok antipatik olma, Tom. - Don't be so unpleasant with your sister, Tom.

unpleasant
fena
unpleasant
kaba
gorily
kanlı bir şekilde
gorily
(zarf) kanlı bir şekilde
unpleasant
{s} sıkıcı
unpleasant
unpleasantnessnahoşluk
unpleasant
unpleasantlynahoşça
unpleasant
{s} çirkin
unpleasant
tatsızlık
التركية - التركية

تعريف gory في التركية التركية القاموس.

gori
Gürcistan'da bir kent
gory
المفضلات