Onlar hedeflerine ulaştılar.
- They attained their goal.
Merkezin hedefi, diğer ülkelerden gelen gençleri belli bir zaman aralığında eğitmek olmalıdır.
- The goal of the center should be to train young people from other countries within a specific time period.
Fred başarmak istediği amaçlardan karısına bahsetti.
- Fred told his wife about the goals that he wanted to accomplish.
İtiraf ediyorum, o olmadan yaşamımın bu on yılı boş ve amaçsız olurdu.
- I admit that, without him, those ten years of my life would have been empty and without goals.
O, bir gol attığında, kalabalık bağırdı.
- The crowd yelled when he scored a goal.
Forvet oyuncusu gol attı.
- The forward kicked a goal.
Tim Howard 2014 yılında Amerika Birleşik Devletleri milli takımının kalecisiydi.
- Tim Howard was the goalkeeper for the United States national team in 2014.
Tom topu kaleye tekmeledi.
- Tom kicked the ball into the goal.
Az sayıda amacın olduğunda yaşlanırsın.
- When you have few goals, you get older.
Except for those who directly benefit from the system, life becomes a goalless existence, in which the worst human aberrations start germinating.