gleichbleibend

listen to the pronunciation of gleichbleibend
ألمانية - التركية
'glayhblaybınt değişmeyen, sabit
sabit, değişmez
{'glayhblaybınt} değişmeyen, sabit
الإنجليزية - التركية

تعريف gleichbleibend في الإنجليزية التركية القاموس.

monotone
monoton

Tom Mary'nin mektubunu bize monoton bir sesle okudu. - Tom read out Mary's letter to us in a monotone voice.

O, şiiri monoton bir şekilde okudu. - He read the poem in a monotone.

monotone
(Muzik) tek değişmeyen ses
monotone
tekrenkli
monotonic
tekdüze
monotone
tekdüzelik
monotonic
monoton
monotonically
monotonik
monotone
{i} monoton şey
monotone
{i} monotonluk
monotone
tek ve değişmez perde
monotone
{i} monoton ses
monotone
tekdüze
monotone
yeknesak şey
monotonous
{s} tekdüze

Ben tekdüze yaşamdan bıktım. - I'm tired of the monotonous life.

monotonous
(Tıp) Değişiklik göstermeyen, yeknesak, monoton