Birçok ebe geleceğe doğurmak için gereklidir.
- Many midwives are needed in order to give birth to the future.
Bu gerçek bir hikaye. Bir kadın, doğurmak için ünlü bir kadın-doğum kliniğine yatırıldı.
- This is a true story. A woman was admitted to a reputed obstetrics clinic to give birth.
Eğer gerçekten aile değerlerine önem veren bir milletsek, çoğu kadının doğum yapmak için ücretli izin bile alamadığı gerçeğine katlanmazdık.
- If we’re truly a nation of family values, we wouldn’t put up with the fact that many women can’t even get a paid day off to give birth.
Sen evde mi yoksa doğumevinde mi doğurdun?
- Did you give birth at home or at a maternity hospital?
Bu gerçek bir hikaye. Bir kadın, doğurmak için ünlü bir kadın-doğum kliniğine yatırıldı.
- This is a true story. A woman was admitted to a reputed obstetrics clinic to give birth.
Bu mevduat yüzde üç faiz taşımaktadır.
- This deposit bears three percent interest.
O, Marilyn Monroe'ya acayip bir benzerlik taşımaktadır.
- She bears an uncanny resemblance to Marilyn Monroe.
Ayı tamamen uysal ve ısırmaz.
- The bear is quite tame and doesn't bite.
Tom kızgın ayıdan kaçmak için elinden geldiği kadar hızlı koştu.
- Tom ran as fast as he could to escape from the angry bear.
Birçok ebe geleceğe doğurmak için gereklidir.
- Many midwives are needed in order to give birth to the future.
Birçok ebe geleceğe doğurmak için gereklidir.
- Many midwives are needed in order to give birth to the future.
Mary en fazla iki çocuk doğurmayı istemektedir.
- Mary intends not to give birth to more than two children.
Tom'un sineye çekmekten başka seçeneği yoktu.
- Tom had no choice but to grin and bear it.
She gave birth to a beautiful baby girl.
It was clear that she was about to give birth.
Einstein gave birth to a famous equation relating energy to mass.
... that they give birth to me and I give birth to them, and the ...