Betty güzel bir kızdır, değil mi?
- Betty is a pretty girl, isn't she?
O, Kanadalı bir kızla evlendi.
- He married a Canadian girl.
Küçük kız güzel bir kadın oldu.
- The little girl grew into a beautiful woman.
Kadınlar ve kızlar onunla karşılaşmaktansa caddeyi geçmeyi tercih ederler.
- Women and girls would cross over the street rather than meet him.
Gerçeği anlatmak gerekirse o benim sevgilim.
- To tell the truth, she is my girlfriend.
Priscilla Chan, Mark Zuckerberg'in sevgilisidir.
- Priscilla Chan is the girlfriend of Mark Zuckerberg.
Tom ve kız arkadaşı aynı sınıfta.
- Tom and his girlfriend are in the same class.
Onun kız arkadaşı Japon.
- His girlfriend is Japanese.
Mary Tom'un ablasıdır.
- Mary is Tom's older sister.
O onun ablası gibi görünmesine rağmen, gerçekte onun annesidir.
- Though she looks like his older sister, the fact is that she is his mother.
Bireysel özgürlük demokrasinin temelidir.
- Individual freedom is the foundation of democracy.
Bir takım yıldızındaki bireysel yıldızlar birbirlerine çok yakın görünebilir fakat aslında onlar uzayda büyük mesafelerle ayrılabilir ve birbirleriyle hiç gerçek bağlantısı yoktur.
- The individual stars in a constellation may appear to be very close to each other, but in fact they can be separated by huge distances in space and have no real connection to each other at all.
Biz, erkekler kadınları beklemeye alışığız.
- We men are used to waiting for the women.
Japon kadınları bebeklerini sırtlarında taşırlar.
- Japanese women carry their babies on their backs.
Kristy Anderson, Larry Ewing'in eşidir.
- Kristy Anderson is the wife of Larry Ewing.
Eşimin adı Lidia Zarębowa.
- My wife's name is Lidia Zarębowa.
Bir erkek timsah bir dişi köpeği yedi.
- A male crocodile ate a female dog.
Üç tane köpeğim var; birisi erkek, diğerleri dişi.
- I have three dogs; one is male and the others are female.
Birey ne kadar gururlu olursa, ceza o kadar sert olur.
- The prouder the individual, the harsher the punishment.
Her insan bir bireydir.
- Each human being is an individual.
Erkek mi yoksa kadın bir doktoru mu tercih edersiniz?
- Do you prefer a male or female doctor?
Bu çalışmadaki hastalar, 30 erkek ve 25 kadından oluşmaktadır.
- The patients in this study consisted of 30 males and 25 females.
O benim kız kardeşimi oyuncaklarından etti.
- He deprived my little sister of all her toys.
Dün kız kardeşim Kobe'ye gitti.
- Yesterday my sister went to Kobe.
Kız kardeşim şekerleri sever.
- My sister likes sweets.
Dün kız kardeşim Kobe'ye gitti.
- Yesterday my sister went to Kobe.
John Floridalı, karısı ise Kaliforniyalı.
- John comes from Florida and his wife from California.
Lütfen karına selam söyle.
- Please say hello to your wife.
Eşiniz sizinle birlikte kiliseye katılır mı?
- Does your spouse attend church with you?
Eşinizle birlikte ne kadar zaman harcarsınız?
- How much time do you spend with your spouse?
O yerel bir kuyumcudan çaldığı bir yüzükle kız arkadaşına evlenme teklif etti.
- He proposed to his girl friend with a ring he had stolen from a local jewelry.
Mary bir kız izci olarak birçok başarı madalyası kazandı.
- Mary earned many badges as a girl scout.
O, kız izci kurabiyeleri satıyor.
- She's selling Girl Scout cookies.
audrey not looked like a girl's girl.
Toplum ve birey birbirinden ayrılamazlar.
- Society and the individual are inseparable.
Tom yirmi altı yaşındayken hayat arkadaşı Mary'yle tanıştı.
- Tom met his life mate, Mary, at the age of twenty six.
Arkadaşlarını kendi istekleriyle seçmek istiyorlar.
- They want to choose their mates by their own will.
Onun kişisel bir konuşma tarzı vardı.
- She had an individual style of speaking.
Kadınlar ondan hoşlanmadılar.
- Women didn't care for him.
Kadınlar gerçekten ellerinden geleni yaptılar.
- The women really gave it their utmost.
Babanın ya da annenin kız kardeşi senin yengendir.
- The sister of your father or mother is your aunt.
İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.
- Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.
Hemşire, bu hastayı gözünüzün önünden ayırmayın.
- Sister, don't let this patient out of your sight.
Kız kardeşim hemşiredir.
- My sister is a nurse.
Kızkardeşini görmek istiyorum.
- I want to see your sister.
Kızkardeşim şimdi kötü bir soğuk algınlığı geçiriyor.
- My sister is suffering from a bad cold now.
She's my wife. O benim karım.
Erkek arkadaşımın bir sürü bayan arkadaşı var.
- My boyfriend has a lot of female friends.
1990'dan beri, on bir bayan öğrenci ödülü aldı.
- Since 1990, eleven female students received the award.
Tekil atomlar, molekülleri oluşturmak için diğer atomlarla birleşebilirler.
- Individual atoms can combine with other atoms to form molecules.
Eşiniz bir politikacı ise, öyleyse muhtemelen sizin adınız da zaman zaman gazetede görünecektir.
- If your spouse is a politician, then likely your name will also appear in the newspaper from time to time.
Eşinizle birlikte ne kadar zaman harcarsınız?
- How much time do you spend with your spouse?
Bayan Davis sadece mükemmel bir eşti.
- Mrs. Davis was anything but a perfect wife.
Eşim Lidia güzel, akıllı bir bayandır.
- My wife Lidia is a beautiful, clever woman.
Şu kadın onun karısı olmalı.
- That woman must be his wife.
Hiç hak etmediği, harika bir kadın olan karısından bıkmıştı.
- He was bored with his wife, an excellent woman he didn't deserve.
Benzer simaları olduğu için polisin iki kişiyi birbiriyle karıştırmış olması muhtemel.
- It is likely that the police confused the two individuals as they both had similar facial features.
Bugünlerde, müşteri hizmetlerinde deneyimi olan kişiler arıyoruz.
- We are currently looking for individuals who have experience in customer service.
Tekil atomlar, molekülleri oluşturmak için diğer atomlarla birleşebilirler.
- Individual atoms can combine with other atoms to form molecules.
Her insan bir bireydir.
- Each human being is an individual.
Yorgun görünüyorsun dostum. Bence senin yazmaya ara vermen gerekiyor.
- You look exhausted, mate. I think you need to take a break from writing.
Kokkinakis kız arkadaşını vurdu. Bunu sana söylediğim için üzgünüm dostum.
- Kokkinakis banged your girlfriend. Sorry to tell you that, mate.
O, bana kız kardeşini tanıttı.
- He introduced his sister to me.
Bunlar benim kız kardeşimin dergileri.
- These are my sister's magazines.
O benim annem değil fakat en büyük ablamdır.
- She is not my mother but my oldest sister.
Mary Tom'un ablasıdır.
- Mary is Tom's older sister.
Mary benim için bir kızkardeş gibi.
- Mary is like a sister to me.
Mary ve ben kızkardeş gibiyiz.
- Mary and I are like sisters.
Dul kocası ölmüş bir kadındır.
- A widow is a woman whose spouse has died.
Bayanların ve çocukların sana ne dediklerini anlamada sorunların mı var?
- Do you have problems understanding what women and children say to you?
Çok güzel bayanlar var.
- There are very beautiful women.
A babygirl is a girl who is always there for you when nobody else is.
Kızlar, arılar kadar meşguldür.
- The girls are as busy as bees.
Onların hepsi sadece kızları götürmek için buradalar.
- All of them are just here to pick up girls.
Mary onun yaşındaki çoğu kız çocuğundan daha zekidir.
- Mary is smarter than most girls her age.
Birçok erkek ve kız çocuğu vardı.
- Many boys and girls were present.
Oh, it's a t-girl!.
Şu anda hiçbir şey yolunda gitmiyor; ailenin dişileri bana karşı birleşmişler.
- At present, nothing goes smoothly; the Females of the Family are united against me.
Tavus kuşunun güzel kuyruğu dişilerin ilgisini çekmeye yardım eder.
- The peacock's beautiful tail helps it attract females.
Tom'un çok sayıda kız arkadaşı var.
- Tom has a lot female friends.
O kız öğrenci Amerikalıdır.
- That female student is American.
I'm going to meet my girl over there.''.
Amanda is a girl of 16.
Your girl turned up on our doorstep.
Stop being such a girl and punch back.
He didn't want to marry the girl next door, he hankered for the big city.
Lots of straight guys will pay to see hot girl-on-girl action, and you've got to admit, that was pretty hot.
What’s really sick, if you ask me, is the B-girl shit where you pay all that money for just looking and thinking about it, but not really doing it.
The girls were recruited by the Sappersteins in Baltimore, allegedly for employment as B-Girls and strip dancers at the Club in Calumet City managed by Austrew. In fact, upon arrival in Calumet City it turned out that they were expected and encouraged to prostitute themselves, as well as to engage in activities for which they were ostensibly employed.
She was one of the It Girls of her day.
At the convent, Sister Grace supervises the kitchen.
Please welcome Sister Smith as she moves from her former congregation to her new congregation.
Native American leader Chief Seattle urged ecological responsibility, referring to Brother Eagle and Sister Sky in his purported 1854 speech.
birthday-girl smile.
Whether it's in next-to-nothing swimsuits in Sports Illustrated or starring in ex-husband Billy Joel's rock videos or in countless boldface tabloid mentions, the quintessential California blond cover girl has become a fixture on the cultural landscape.
The car my grandfather gave me only got ten miles per gallon.
- The car my grandfather gave me only got ten miles to the gallon.
The car my grandfather gave me only got ten miles to the gallon.
- The car my grandfather gave me only got ten miles per gallon.
In her day, Betty Grable was the golden girl of America.
Now imagine that the main automatic exchange is out of service and all those calls have to be made the old-fashioned way, by hello girls, taking ten times as long.
As we can't print them all together, the individual pages will have to be printed one by one.
individual personal pension; individual cream cakes.
Laurie tells him to stop being such a little girl and do something bad for once.
The pieces of the puzzle mate perfectly.
Listen, old girl, I've got some news.
he turned with practised insolence to a pot-girl in a red shawl who could not have uttered an audible word to save her soul, but who blushed and giggled with pleasure at this mark of attention.
My little sister is an annoying pest.
Sisters Are Doin’ It for Themselves.
I’m trying to correct my sagging floor by sistering the joists.
Of Lady Auranthe, our new-spoused daughter?.
Note the intrusion into British demotic (“me and Cheryl were having”) of the valley-girl quotative be, like.
A new wife for the gander is introduced into the pen.
I'd have never had Kim as my girlfriend without my wing girl, Jen.
Generally, men are taller than women.
- In general, men are taller than women.
It is agonizing for the united States to lose our young men and women.
- It is agonizing for America to lose our young men and women.
Tom disappeared into the mist.
- Tom sis içinde gözden kayboldu.
In looking through the mist, I caught a glimpse of my future.
- Sis perdesinin arasından, kendi geleceğim gözüme ilişti.
I could see nothing but fog.
- Sisten başka bir şey göremedim.
The light of the lamp glimmered in the fog.
- Lambanın ışığı siste parıldıyordu.
Smog hung over Tokyo.
- Tokyo'nun üzerine sis çöktü.
The accident was due to the smog.
- Kaza kirli sis nedeniyle oldu.
Welsh is a beautiful language.
- Galce güzel bir dildir.
Welsh is a very difficult language for me.
- Galce benim için çok zor bir dildir.
Great Britain consists of Wales, England, and Scotland.
- Büyük Britanya; Galler, İngiltere ve İskoçya'dan oluşur.
Welsh is an official language in Wales and Chubut.
- Galce, Galler ve Chubut'ta resmi bir dildir.
... I know there's Maria, the young girl, who I think really ...
... he learn basketball? And for God's sake, why can't he find a nice Japanese girl? I ...