giderler

listen to the pronunciation of giderler
التركية - الإنجليزية
expenses

Tom calculated his expenses. - Tom giderlerini hesapladı.

Tom can't get along on his salary because he has high medical expenses. - Tom yüksek sağlık giderleri olduğu için maaşıyla geçinemiyor.

(Ticaret) charges

I'd like you to itemize the charges. - Giderleri ayrıntılarıyla yazmanızı istiyorum.

expenditures
(Ticaret) payments
exes
outgoings
outgoes
{i} outlay
gider
{i} expenditure

We should strike a balance between our expenditure and income. - Kazancımız ve giderimiz arasında orta yolu bulmalıyız.

gider
{i} expense

I doubt that Tom had to sell his car in order to raise money for medical expenses. - Tom'un sağlık giderlerini karşılamak için arabasını satmak zorunda kaldığından şüpheliyim.

I paid the bill out of my expense account. - Ben faturayı gider hesabımdan ödedim.

giderler ve harcamalar
(Kanun) costs and expenses
cari giderler
(Kanun) current expenditures
gelecek aylara ait giderler
(Ticaret) prepaid expenses
gelecek yıllara ait giderler
(Ticaret) prepaid expenses
gider
appropriations
gider
excise
gider
(Kanun) debit
gider
(Gıda) drain
gider
(Politika, Siyaset) charge
gider
drain down
muhtelif giderler emri
miscellaneous charges order
gider
{f} contented
gider
outlay
gider
appease

The apple appeased my hunger temporarily. - Elma, açlığımı geçici olarak giderdi.

gider
compensate
genel giderler
overheads
genel giderler
running expenses
genel giderler
general expenses
gerekli giderler
(Ticaret) necessary outlay
gider
outgoings
gider
(Hukuk) appropriations, charge, expenditure
gider
expenditure(s), expense(s), outlay; Brit. outgoings
gider
counteract
gider
expenses

She tried to lessen her expenses. - Ona giderlerini azaltmaya çalıştı.

Tom calculated his expenses. - Tom giderlerini hesapladı.

gider
dispel

Her smooth entry into the ranks of the royal family will help to dispel these fears. - Onun kraliyet ailesinin saflarına düzgün girişi bu korkuların giderilmesine yardımcı olacaktır.

gider
outgo
günlük giderler
current expenses
ilave giderler
extras
masraf gösterilebilir giderler
allowable expenses
mesleki giderler
(Ticaret) professional expenses
zorunlu giderler
(Ticaret) necessary expenses
التركية - التركية

تعريف giderler في التركية التركية القاموس.

gider
Bir iş için harcanan paranın bütünü, masraf
gider
Bir iş için harcanan paranın bütünü, masraf: "Böylece temizleyici giderlerinden tasarruf ettiklerini sanırım."- H. Taner
gider
Gelecekte sağlanacak değerler karşılığı yapılan harcamalar
gider
Binalarda ortak kullanımla ilgili atık suların merkezî kanalizasyona iletilmesini sağlayan boru hattı
giderler
المفضلات