Babam tüm maaşını anneme veriyor.
- My father gives my mother all of his salary.
O mağaza iyi hizmet veriyor.
- That store gives good service.
Bu kitap, İç Savaş sırasında Amerika'daki yaşamın iyi bir resmini verir.
- This book gives a good picture of life in America during the Civil War.
Hasta olma sana en azından evde kalmak ve film izlemek için mükemmel bir bahane verir.
- At least being sick gives you the perfect excuse to stay home and watch movies.