Why did we have to come on this tour? It's really boring.
- Neden bu geziye gelmek zorundaydık? Gerçekten çok sıkıcı.
I'm going to take you on a tour.
- Seni bir geziye çıkaracağım.
He was traveling in the Philippines this time of last year.
- Geçtiğimiz yılın bu zamanında Filipinler'de geziyordu.
He was traveling in the Philippines this time last year.
- Geçtiğimiz yıl bu zamanda Filipinler'de geziyordu.
Some day we'll take a trip to India.
- Bir gün biz Hindistan'a gezi yapacağız.
You will benefit by a trip abroad.
- Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.
I want to get a sightseeing visa.
- Bir gezi için vize almak istiyorum.
Tom went sightseeing.
- Tom gezi turuna gitti.
The object of the journey was to visit Grandma.
- Gezinin amacı, büyükanneyi ziyaret etmekti.
We are going on a journey next month.
- Gelecek ay geziye çıkıyoruz.
If it rains tomorrow, the excursion will be canceled.
- Yarın yağmur yağarsa gezi iptal edilecek.
He's the one who made an excursion there.
- Oraya geziye giden odur.
It rains so often in the wet season that it's hard to plan outings.
- Yağışlı mevsimde o kadar sık yağmur yağar ki gezintileri planlamak zordur.
They chartered a bus for the firm's outing.
- Firmanın gezileri için bir otobüs kiraladılar.
I like to walk in the country.
- Ben kır gezisini seviyorum.
She walked around looking for him.
- Onu arayarak etrafta gezindi.
Tom is touring with Mary's band.
- Tom Mary'nin grubuyla geziyor.
Tom is still touring with Mary's band.
- Tom hâlâ Mary'nin grubuyla geziyor.
Can I offer you a ride?
- Sana bir gezinti önerebilir miyim?
Would you like a ride?
- Bir gezinti ister misiniz?
I anticipate that there will be problems on their expedition.
- Onların gezisinde sorunlar olacağını tahmin ediyorum.
He took part in the expedition.
- O, keşif gezisine katıldı.