Yokohama'ya varmak iki saatimi aldı.
- It took me two hours to get to Yokohama.
Ofisime varmak yaklaşık on beş dakika alır.
- It takes about 15 minutes to get to my office.
İşe başlamak istiyorum.
- I want to get to work.
Çalışmaya başlamak zorundayım.
- I have to get to work.
Tom çatıya ulaşmak için merdivene tırmandı.
- Tom climbed up a ladder to get to the roof.
Onlar Avrupa'ya ulaşmak için umutsuzdu.
- They were desperate to get to Europe.
Tom Mary'den gerçeği elde etmeyi başardı.
- Tom succeeded in getting the truth from Mary.
Kumar oynamak: kesin bir şekilde bir şey için hiçbir şey elde etmemek.
- Gambling: The sure way of getting nothing for something.
İstediğimi elde etmeyi başardım.
- I succeeded in getting what I wanted.
Kumar oynamak: kesin bir şekilde bir şey için hiçbir şey elde etmemek.
- Gambling: The sure way of getting nothing for something.
Ben erken kalkma alışkanlığı edinmek zorundayım.
- I have to form the habit of getting up early.
He's refusing to testify. I think the Mob got to him.
This job's really getting to me. I don't know how much longer I'll last.
... SAL KHAN: But even getting to the point where ...
... We're getting to the end of the limita-- ...