Otobüsle oraya gitmek iki saat sürer.
- It takes two hours to get there by bus.
Oraya gitmek için en iyi yol hangisi?
- What's the best way to get there?
Oraya gitmek için en iyi yol hangisi?
- What's the best way to get there?
Toplu taşıma aracı ile oraya gitmek can sıkıcı.
- It's a pain in the neck to get there by public transportation.
Tom başarmak için bir şansı olduğunu düşünmüyordu fakat o hiç olmazsa bir fırsat vermek istedi.
- Tom didn't think he had a chance to succeed, but he at least wanted to give it a shot.
Başarmak için sıkı çalıştım.
- I worked hard to succeed.
What time are we going to get there?.
He's having trouble completing the Sudoku, but he'll get there eventually.
I don't trust you with those loony frat boys. You should get out of there.
... that we will have to solve before we get there. ...
... technical solution I propose, and I'll tell you when I get there. I want to clarify that ...