get the better of

listen to the pronunciation of get the better of
الإنجليزية - التركية
(Konuşma Dili) zafer kazanmak
(Konuşma Dili) üstün gelmek
galip gelmek
üstesinden gelmek
(Konuşma Dili) kazanmak
yenmek
hakkından gelmek
üstün çıkmak
alt etmek
üstün olmak
best
{i} en iyisi

Sınavda elimden gelenin en iyisini yapacağım. - I'll do my best on the test.

İstakoz ciğeri toksik olabilir, onu yememek en iyisidir. - Lobster tomalley can be toxic and it's best not to eat it.

best
feriştah
best
ekstra
best
yapabileceğinin en iyisi

Yapabileceğinin en iyisi bu mu? - Is that the best you could do?

Tom'un yapabileceğinin en iyisi bu mu? - Is this the best Tom can do?

best
en iyi taraf/yan/kısım
best
en
best
en çok

En çok sevdiğin birini al, hangisi olursa olsun. - Take the one you like best, whichever it is.

Bestecilerden hangisini en çok seviyorsun? - Which of the composers do you like best?

get the better
daha iyisini al
best
{s} en iyi

Twitter'ın sloganı Dünyanızda nelerin yeni olduğunu keşfetmenin en iyi yolu.'dur. - The motto of Twitter is The best way to discover what's new in your world.

Benim en iyi dostum bir kitaptır. - My best friend is a book.

best
en iyi şekilde

O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi. - He made the best of the opportunity.

Zaman çok değerli bir şeydir, bu yüzden onu en iyi şekilde kullanmamız gerekir. - Time is a precious thing, so we should make the best use of it.

best
{f} yenmek
best
{s} (good ve well'in enüstünlük derecesi) en iyi, en hoş, en uygun
best
{s} birinci sınıf
best
{f} geçmek

Sizinle temasa geçmek için en iyi yol hangisidir? - What's the best way to contact you?

Sınavı geçmek için elimden geleni yapacağım. - I will do my best to pass the examination.

best
{f} alt etmek
best
baskın çıkmak
get the better
daha iyisini almak
get the better
(deyim) get the better of someone yenmek,alt etmek,hakkından gelmek,üstün çıkmak
الإنجليزية - الإنجليزية
To overwhelm or overcome; to influence heavily; to tend to control or persuade

Many people returned to work a bit anxious, they acknowledged, but grimly determined not to let terrorists get the better of them.

win a victory over; "You must overcome all difficulties"; "defeat your enemies"; "He overcame his shyness"; "She conquered here fear of mice"; "He overcame his infirmity"; "Her anger got the better of her and she blew up
have the last laugh
best
gain an advantage over
get the better of

    الواصلة

    get the bet·ter of

    التركية النطق

    get dhi betır ıv

    المترادفات

    defeat, overpower

    النطق

    /ˈget ᴛʜē ˈbetər əv/ /ˈɡɛt ðiː ˈbɛtɜr əv/
المفضلات