Boston'a geri dönmek zorundayım.
- I have to get back to Boston.
Tom işe geri dönmek zorunda.
- Tom has to get back to work.
Onu son kez aradığımda, bana İtalya'ya geri dönmek istediğini söyledi.
- The last time I called her she told me that she wants to get back to Italy.
Tom Mary'den kalmasını rica etti fakat o işe geri dönmek zorundaydı.
- Tom asked Mary to stay, but she had to get back to work.
Geri gelmekten çok memnundum.
- I was very glad to get back.
Keşke tekrar çocukluğuma geri dönsem.
- I wish I'd get back to my childhood again.
Karlı yollarda bir kaza yapmadıysan, güvenli bir şekilde geri dönebilmen gerektiğini düşünüyorum
- If you don't have an accident on the snowy roads I think you should be able to get back safely.
Geri almaktan çok memnun oldum.
- I was very glad to get back.
When I get back from holiday, I expect the house to be tidy.
I lent her my guitar over the Christmas holidays, and will get it back when the term starts.