gestoppt

listen to the pronunciation of gestoppt
ألمانية - التركية
durduruldu
durmuş
durdu

Bu derhal durdurulmalı. - Dies muss sofort gestoppt werden.

الإنجليزية - التركية

تعريف gestoppt في الإنجليزية التركية القاموس.

broken
bozuk

Benim televizyon bozuk. - My television is broken.

O, bozuk bir kamera buldu. - He found a broken camera.

broken
{s} bozuk, bozulmuş
broken
(Dilbilim) aksamalı
broken
bozuk konuşma
broken
bozuk yazı
broken
çiğnenmiş
broken
ezik
broken
uyulmamış
broken
tutulmamış

Tutulmamış bir söz hiç verilmemesinden daha iyidir. - Better a broken promise than none at all.

broken
kırık eksik
broken
{s} kırık, kırılmış
broken
yarılmış
broken
ruhça ve bedence zayıf düşmüş
broken
{s} dilbilgisi kurallarına uymayan bir yabancının
broken
parçaları kırılmış ihlâl edilmiş
broken
{s} parçalanmış
broken
(sıfat) kırık, kırılmış, arızalı, çökmüş, yıkılmış, parçalanmış, bozuk, çiğnenmiş, ihlâl edilmiş, kesik
broken
{s} yıkılmış
broken
inkıtaa uğramış
ألمانية - الإنجليزية
checked
pulled up
kiboshed
broken
stopped

The killer could have been stopped. - Der Killer hätte gestoppt werden können.

put a nix
timed
nixed
stoped
stopped by
gestoppt (Weingeschmack)
cloying (wine taste)
gestoppt (Weingeschmack)
oversweet
Das Geschäft wurde von den Saudis im letzten Augenblick gestoppt.
The deal was nixed at the last minute by the Saudis