Haber onu çok rahatsız etti.
- The news disturbed her greatly.
Seni rahatsız ettiğim için üzgünüm.
- Sorry to have disturbed you.
Toplantıda o, tartışmayı tekeline aldı ve davayı tamamen bozdu.
- At the meeting he monopolized the discussion and completely disrupted the proceeding.
Benim uyku döngüm bozuldu?
- My sleep cycle has been disrupted.
Seni rahatsız ettiğim için üzgünüm.
- Sorry to have disturbed you.
Haber onu çok rahatsız etti.
- The news disturbed her greatly.