geschadet

listen to the pronunciation of geschadet
ألمانية - التركية
zarar
الإنجليزية - التركية

تعريف geschadet في الإنجليزية التركية القاموس.

hurt
{f} ağrımak
damaged
{s} hasarlı

Chris'in kalbi o kadar boş ve hasarlı hissetti ki o tamir edilemedi. - Chris' heart felt so empty and damaged that it couldn't be repaired.

Hasarlı bagaj için hiç tazminat aldın mı? - Did you receive any compensation for the damaged luggage?

hurt
{i} yaralı

Yaralı değilsin, değil mi? - You're not hurt, are you?

O yaralı! Ambulans çağır! - He's hurt! Call an ambulance!

damaged
bozulmuş
damaged
zarar verilmiş
damaged
hasara uğramak
hurt
ağrıtmak
hurt
zedelemek (bir uzvu)
hurt
ziyan
damaged
zarar görmüş

Zarar görmüş itibarını tamir etmeye çalıştım. - I tried to repair his damaged prestige.

Çatı fırtınadan zarar görmüştü. - The roof was damaged by the storm.

damaged
{f} hasar ver

Sami, Leyla'nın itibarına hasar verdi. - Sami damaged Layla's reputation.

Belki ona yanlışlıkla hasar verdim. - Maybe I accidentally damaged it.

damaged
zarar ver

Tayfun tarafından çatımıza zarar verildi. - We got our roof damaged by the typhoon.

Kuraklık oradaki tüm ürünlere zarar verdi. - The drought damaged all the crops there.

damaged
{s} bozuk
damaged
{f} zarar ver: adj.zarar görm
damaged
{s} ezik ve çürük içinde
damaged
{f} hasar ver: adj.hasarlı
damaged
{s} mahvolmuş
ألمانية - الإنجليزية
damaged
done damage
derogated
harmed
hurt
impaired
Harte Arbeit hat noch niemandem geschadet.
Hard work never did anyone any harm