Ülke ithalatını azaltmayı hedefliyor.
- The country is aiming at decreasing its imports.
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
- Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
Onun düşmesini engellemek için onu tutmak zorunda kaldım.
- I had to grab her to keep her from falling.
Neyse ki bir dalı tuttum ve düşmekten kurtuldum.
- Luckily, I got hold of a branch and was saved from falling.
Tom düşen kar tanelerine baktı.
- Tom looked at the snowflakes falling.
Tom düşen kara baktı.
- Tom looked at the snow falling.
Berlin duvarının düşüşü gerçekten önemli bir fırsattı.
- The falling of the Berlin Wall was truly a momentous occasion.
Tom karın kar küresi içine düşüşüne baktı.
- Tom looked at the snow falling inside the snow globe.