The pregnancy left her with stretch marks.
- Gebelik onu gerilme izleriyle bıraktı.
The atmosphere became strained when he came.
- O geldiğinde ortam gerginleşti.
Their marriage has been strained lately because of financial problems.
- Mali sıkıntılar nedeniyle evlilikleri son zamanlarda gerildi.
During the intermission I got up to stretch my legs.
- Molada bacaklarımı germek için kalktım.
Dad stretched after dinner.
- Babam akşam yemeğinden sonra gerindi.
Tom says that he always feels tense when Mary is in the room.
- Mary odada iken, Tom her zaman gergin hissettiğini söylüyor.
In the most thrilling moment, everyone looked very tense.
- En heyecanlı anda herkes çok gergin görünüyordu.
Relax. You're all tensed up.
- Rahatlayın. Hepiniz gerginsiniz.
The atmosphere became strained when he came.
- O geldiğinde ortam gerginleşti.
His weight strained the rope.
- Onun ağırlığı ipi gerdi.
Dad stretched after dinner.
- Babam akşam yemeğinden sonra gerindi.
The cat was lying stretched out at full length in the sunlight streaming through the window.
- Kedi, pencereden giren güneş ışığında boylu boyunca gerinerek uzanıyordu.
It took me a whole year to recover my health.
- Sağlığımı geri kazanmak tam bir yılımı aldı.
He has completely recovered and can go back to work.
- Tom tamamen iyileşti ve işe geri gidebilir.
Mongolian nomads live in gers.