I was excited by the promise of reimbursement from my purchase.
- Satın alma işlemimden geri ödeme sözü ile heyecanlıydım.
Tom demanded a refund.
- Tom bir geri ödeme talep etti.
I lost my receipt. Can I still get a refund?
- Fişimi kaybettim. Hâlâ bir geri ödeme alabilir miyim?
Sami's payback would come on Christmas day.
- Sami'nin geri ödemeleri noel gününde gelir.
We'll have to pay back that loan one way or another.
- Bu krediyi bir şekilde geri ödemek zorunda kalacağız.
He wants to pay back the money he owes.
- Borçlu olduğu parayı geri ödemek istiyor.