Bildiğim kadarıyla söylenti doğru değil.
- Soweit ich weiß, ist das Gerücht nicht wahr.
O, tamamen asılsız bir söylenti.
- Es ist ein völlig unbegründetes Gerücht.
Ben, söylentinin kaynağını bilmiyorum.
- I don't know the origin of the rumor.
Şehirde bir söylenti dolaşıyordu.
- A rumor circulated through the city.
O dedikoduyu kimden duydun?
- Who did you hear that rumor from?
Tom ve Mary hakkında dedikodular duydum.
- I've heard rumors about Tom and Mary.