Gümüş eşyaları cilalı tutmazsan parlaklığını kaybederler.
- If you don't keep the silverware polished, it'll lose its luster.
Japonlar ne zaman parlatılmış pirinç yemeye başladılar?
- When did the Japanese start eating polished rice?
Susan babasının ayakkabılarını parlattı.
- Susan polished her father's shoes.
Yardımcısı ayakkabılarını parlattı.
- His assistant polished his shoes.
Ben az önce odamı temizledim.
- I have just cleaned my room.
O aceleyle odasını temizledi.
- She cleaned her room in a hurry.
Gümüş eşyaları cilalı tutmazsan parlaklığını kaybederler.
- If you don't keep the silverware polished, it'll lose its luster.