تعريف genişletme في التركية الإنجليزية القاموس.
- extension
- enlargement
- widening
- lit. expatiation, amplification
- dilatation, dilation, act of dilating
- widening, broadening, making (something) spread out
- broadening, enlargement
- amplification
- (Hukuk) expansion
- making (something) spacious, extension, expansion
- (Bilgisayar) extend
The city wants to extend the road.
- Şehir yolu genişletmek istiyor.
She wants to extend the no-smoking area.
- O, sigara içilmeyen alanı genişletmek istiyor.
- expand
In this way, the students of the university have the opportunity to expand their horizons.
- Bu şekilde, üniversite öğrencilerinin ufkunu genişletmek için fırsatları var.
Imperialism is an ideology and practice of powerful groups trying to secure or expand their privileges via dominating other groups.
- Emperyalizm, güçlü zümrelerin başka topluluklara hükmederek imtiyazlarını koruyup genişletmeye çalıştığı ideoloji ve pratiktir.
- development
- enlarging
- genişletmek
- enlarge
- genişletmek
- widen
- genişletmek
- extend
The city wants to extend the road.
- Şehir yolu genişletmek istiyor.
She wants to extend the no-smoking area.
- O, sigara içilmeyen alanı genişletmek istiyor.
- genişletmek
- expand
University education is designed to expand your knowledge.
- Üniversite eğitimi bilginizi genişletmek için tasarlanmıştır.
There's no room to expand.
- Genişletmek için yer yok.
- genişletme kartı
- expansion board , expansion card
- genişletmek
- {f} broaden
- genişletmek
- (Tekstil) enlargement
- genişletmek
- open
- genişletmek
- flare
- genişletmek
- advance
- genişletmek
- (deyim) enlarge upon
- genişletmek
- flare out
- genişletmek
- (deyim) enlarge on
- genişletmek
- swell
- marka genişletme
- (Ticaret) brand extension
- genişle
- {f} broadening
- genişle
- expand
University education is designed to expand your knowledge.
- Üniversite eğitimi bilginizi genişletmek için tasarlanmıştır.
With work, we can expand our markets.
- Çalışarak, pazarlarımızı genişletebiliriz.
- genişle
- {f} expanding
The workers are expanding the road.
- İşçiler yolu genişletiyor.
- genişle
- become wide
- genişletmek
- canalize
- bellek genişletme kartı
- memory expansion card
- delik genişletme
- reaming
- genişletmek
- lit. to expatiate upon, amplify on, expand on/upon, enlarge on
- genişletmek
- to dilate, make (something) dilatate
- genişletmek
- dilate
- genişletmek
- widen , expand , extend
- genişletmek
- to widen, broaden, make (something) spread out
- genişletmek
- to widen, to broaden, to enlarge, to dilate; to expand, to extend; (giysi) to let out
- genişletmek
- let out
- genişletmek
- amplify
- genişletmek
- to make (something) spacious, extend, expand
- genişletmek
- ream