Tom, daha yakından bakmak için eğildi.
- Tom leaned down for a closer look.
Tom bir öpücük bekliyordu, bu yüzden öne doğru eğildi ve dudaklarını buruşturdu.
- Tom was expecting a kiss, so he leaned forward and puckered his lips.
Kutu bir tarafa doğru eğik.
- The box is leaning to one side.
Tom çitin üzerine eğiliyordu.
- Tom was leaning on the fence.
Kutu bir tarafa doğru eğik.
- The box is leaning to one side.