I came to Japan from China.
- Çin'den Japonya'ya geldim.
No more than 50 people came.
- 50 kişiden fazla gelen olmadı.
Wisdom does not automatically come with age.
- Bilim yaş ile otomatik olarak gelmez.
Did you come by yourself today?
- Bugün tek başına mı geldin?
Did you come from a musical family?
- Müziksever bir aileden mi geldin?
80% of all English words come from other languages.
- Tüm İngilizce sözcüklerin %80'i diğer dillerden gelmiştir.
Please pardon me for coming late.
- Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet.
Look out! There's a truck coming!
- Dikkat! Buraya gelen bir kamyon var!
These flowers come from Holland.
- Bu çiçekler Hollanda’dan geliyor.
Fruits come from flowers.
- Meyveler çiçeklerden meydana gelir.
Tom saçına jöle çaldı.
- Tom put gel in his hair.
O, saçına jöle sürer.
- Tom puts gel in his hair.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
- I make panna cotta without using gelatin.