The accident happened previous to my arrival.
- Kaza ben gelmeden önce oldu.
We changed our plans because of her late arrival.
- Onun geç gelmesi nedeniyle planlarımız değişti.
My boss didn't excuse me for coming late to the meeting.
- Patronum toplantıya geç gelmeme göz yummadı.
Can't you keep your dog from coming into my garden?
- Köpeğinin benim bahçeme gelmesini engelleyemez misin?
What came first? The egg or the hen?
- Hangisi ilk olarak geldi? Yumurta mı yoksa tavuk mu?
No more than 50 people came.
- 50 kişiden fazla gelen olmadı.
Do you want to come with us?
- Bizimle gelmek ister misiniz?
Why did you come to Japan?
- Neden Japonya'ya geldin?
This smell might come from the oven!
- Bu koku fırından gelebilir!
Susan found out where the puppy had come from.
- Susan köpeğin nereden geldiğini öğrendi.
They'll go on arriving late.
- Onlar geç gelmeye devam edecekler.
I'd love to know if my luggage is arriving soon.
- Ben bagajımın yakında gelip gelmeyeceğini bilmek istiyorum.
Christmas is coming soon.
- Yakında Noel geliyor.
Look out! There's a truck coming!
- Dikkat! Buraya gelen bir kamyon var!
Fruits come from flowers.
- Meyveler çiçeklerden meydana gelir.
Next time I come, I'll bring you some flowers.
- Bir daha ki gelişimde, sana bazı çiçekler getireceğim.
Tom saçına jöle çaldı.
- Tom put gel in his hair.
O, saçına jöle sürer.
- Tom puts gel in his hair.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
- I make panna cotta without using gelatin.