As regards result, you don't have to worry.
- Sonuca gelince, endişelenmek zorunda değilsin.
As for me, instead of trying to be a cool, international man, I would like to be an open-minded earth person.
- Bana gelince, uluslar arası klas bir insan olmaya çabalamak yerine, açık fikirli bir dünya insanı olmak istiyorum.
As for dogs, customers may not bring them into this store.
- Köpeklere gelince, müşteriler onları bu mağazaya getiremiyebilirler.
It's a tossup as to who will win; both teams are about the same in quality.
- Kimin kazanacağına gelince bir şanstır; her iki takım da kalite olarak aynıdır.
Nobody could decide as to what to do.
- Ne yapılacağına gelince hiç kimse karar veremedi.
The girl fainted, but she came to when we threw water on her face.
- Kız bayıldı, fakat biz onun yüzüne su döktüğümüzde o kendine geldi.
I came to Japan from China.
- Çin'den Japonya'ya geldim.
Wisdom does not automatically come with age.
- Bilim yaş ile otomatik olarak gelmez.
Do you want to come with us?
- Bizimle gelmek ister misiniz?
Did you come from a musical family?
- Müziksever bir aileden mi geldin?
This smell might come from the oven!
- Bu koku fırından gelebilir!
Her dad won't be coming, he is very busy.
- Babası gelmeyecek, o çok meşgul.
Christmas is coming soon.
- Yakında Noel geliyor.
He came bearing a large bunch of flowers.
- O, büyük bir demet çiçek taşıyarak geldi.
Next time I come, I'll bring you some flowers.
- Bir daha ki gelişimde, sana bazı çiçekler getireceğim.
Tom saçına jöle çaldı.
- Tom put gel in his hair.
O, saçına jöle sürer.
- Tom puts gel in his hair.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
- I make panna cotta without using gelatin.