No one can tell what'll happen in the future.
- Kimse gelecekte ne olacağını söyleyemez.
My interest is in the future because I'm going to spend the rest of my life there.
- Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.
I wish to become a dentist in future.
- Gelecekte bir dişçi olmayı istiyorum.
I must try to do better in future.
- Gelecekte daha iyisini yapmaya çalışmalıyım.
These problems will be solved in the near future.
- Bu problemler yakın gelecekte çözülmüş olacak.
The past can only be known, not changed. The future can only be changed, not known.
- Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.
No one can tell what'll happen in the future.
- Kimse gelecekte ne olacağını söyleyemez.
I want to be a pilot in the future.
- Gelecekte bir pilot olmak istiyorum.
He is likely to come.
- O muhtemelen gelecektir.
She is likely to come.
- O muhtemelen gelecek.
What will happen in the eternal future that seems to have no purpose, but clearly just manifested by fate?
- Hiçbir amacı yokmuş gibi görünen ama var olmaktan başka bir kaderi olmadığı da açık olan bir sonsuzluktaki sonsuz gelecekte neler olacak?
He is not running in the coming election.
- O, gelecek seçime katılmıyor.
He will be coming to see me this afternoon.
- O, bu öğleden sonra beni görmeye gelecek.
I want to learn Chinese next year.
- Gelecek sene Çince öğrenmek istiyorum.
He will have lived here for ten years by the end of next month.
- Gelecek ayın sonunda on yıldır burada yaşamakta olacak.