The past can only be known, not changed. The future can only be changed, not known.
- Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.
These problems will be solved in the near future.
- Bu problemler yakın gelecekte çözülmüş olacak.
My interest is in the future because I'm going to spend the rest of my life there.
- Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.
No one can tell what'll happen in the future.
- Kimse gelecekte ne olacağını söyleyemez.
He is likely to come.
- O muhtemelen gelecektir.
She is likely to come.
- O muhtemelen gelecek.
What will happen in the eternal future that seems to have no purpose, but clearly just manifested by fate?
- Hiçbir amacı yokmuş gibi görünen ama var olmaktan başka bir kaderi olmadığı da açık olan bir sonsuzluktaki sonsuz gelecekte neler olacak?
And you have earned the new puppy that's coming with us … to the White House.
- Sen bizimle Beyaz Saray'a kadar gelecek yeni köpek yavrusu kazandın.
He is not running in the coming election.
- O, gelecek seçime katılmıyor.
My sister will go to Tokyo next year.
- Kız kardeşim gelecek sene Tokyo'ya gidecek.
I want to learn Chinese next year.
- Gelecek sene Çince öğrenmek istiyorum.