Onun yeni romanı önümüzdeki ay çıkacak.
- Her new novel will come out next month.
Önümüzdeki kış buraya tekrar gelmek istiyorum.
- I want to come here next winter again.
Bu günlerde iş edinmek zor.
- Jobs are hard to come by these days.
İşsiz pek çok kişi ile işleri edinmek zordur.
- Jobs are hard to come by with so many people out of work.
İçeri girmek istemez misiniz?
- Don't you want to come inside?
İçeri girmek ister misin?
- Do you want to come in?
O gelmese bile, biz başlamak zorunda kalacağız.
- Even if he doesn't come, we'll have to begin.
Hemen geri gelmek zorundaydık çünkü okul başlamak üzereydi.
- We had to come back soon because school was about to start.
Ne olursa olsun bir şarkıcı olmak istiyorum.
- I wish to be a singer come what may.
Tom burada olmak istemese gelmezdi.
- If Tom didn't want to be here, he wouldn't have come.
Geri dönmek istemiyorsan, anlarım.
- If you don't want to come back, I'll understand.
Geri dönmek zorunda kalacağız.
- We'll have to come back.
Hadi, arkadaşlar, bu artık komik değil.
- Come on, guys. This is not funny anymore.
Hadi gel içeri. Paranı al ve çıktıktan sonra kapının kapandığından emin ol.
- Come on in. Take your money and make sure the door is closed after you've left.
Mr. Oh came to Japan to study Japanese.
- Herr Ou ist zum Japanischlernen nach Japan gekommen.
That's why I came late.
- Deshalb bin ich zu spät gekommen.