Para gerçekten ödenildi mi?
- Was the money actually paid?
Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi?
- Can computers actually translate literary works?
Seninle benim aramdaki fark benim aslında doğru olanı yapmaya çalışmakla ilgileniyorum olmam.
- The difference between you and me is that I'm actually interested in trying to do what is right.
O aslında doğru değil.
- That's actually not true.
Ve aslında bu projenin herkese ihtiyacı var.
- And actually, this project needs everyone.
Dünyanın çevresinin iyiliği için söylüyorum, ama aslında o Dünya üzerinde yaşayan insanların iyiliği için.
- I'm saying For the sake of Earth's environment, but actually it's For the sake of the people living on Earth.
Şu anda, yine de görüş birliğine varılmalı.
- At present, consensus has yet to be reached.
Benim şu anda paraya ihtiyacım yok.
- I don't need money at present.
Halihazırda, okulumuzda 1600 öğrenci var.
- At present, we have 1,600 students at our school.